12 Şubat 2014 Çarşamba

GECE GÜNEŞİ


                                                                  GECE GÜNEŞİ

Otobüse ucu ucuna yetişebilmiştim.Soluk soluğa balık istifi insan yığınının arasına karıştım.İçerisi öylesine tıklım tıklımdı ki nefes almaya bile şükrediyorduk.Zar zor tutunacak demir buldum.İçerisi boğucu,üzerimizde mesai yorgunluğu...

Sıcaklıkta buharlaşmama az kala,aniden irkildim.''İçim mi geçti?Ne oldu?'' diye aval aval etrafıma bakınıyordum ki penceredeki manzara hiç de tanıdık gelmedi.Durağı kaçırmıştım!Şimdi de sırtımdan soğuk soğuk terler boşanıyordu.Apar topar kendimi dışarı attım.İlk olarak ciğer dolusu nefes aldım ve etrafıma bakınmaya başladım.Çınar ağaçları,tekir kedi,şehir gürültüsü...

Başımı kaldırdığımda; kendimi, duvarları eskimiş,içerisi rutubet kokan bir pasajın girişinde bulmuştum.Çay ocağında sohbete dalmış iki amca,küçük bir dükkanda örgü ören teyzeler örgü ören teyzeler...

Etrafımı incelerken gözüm,tozlu camekanın arkasındaki gitarlara ilişti.Çok geçmeden dükkandaki gitar ustasını da farkettim.İrili ufaklı gitarlar yapıyordu.Merakla,mermeri eskimiş merdivenden aşağı inip camekana doğru yaklaştım.Kim bilir nasıl gitarlar yapıyordur...Hangi güzel bestelerin arkadaşı oluyordur onun gitarları?Kapıyı açıp içeri girsem olur muydu acaba?İki çift laf ederdik.Belki anlatacak bir hikayesi vardır...



HİLAL EKŞİ




Not:Devamını yazıp yazmama konusunda kararsızım.Fikirlerinizi yorum yazarak belirtirseniz sevinirim :)Teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder