Türkiye’nin en genç yazarlardan biri Oğulcan Karakoç’u
anlatacağım bugün sizlere. Anlatacağım, tanıyacaksınız, seveceksiniz ve en çok
da yazdıklarını seveceksiniz. 11 Haziran 1997 İzmir doğumlu Oğulcan Karakoç.
İlköğretimi Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nda okuyup bitirmiş, şu an
Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nde 10. Sınıfı okuyan genç, umutlu gözü pek bir
yazar. Bana ve daha birçok yazmayı seven, gönlünde bir yerlerde yazarlık
düşüncesi yatan gençlere cesaret ve umut kaynağı aslında. Yapabileceğimizi gösteren
biri Oğulcan Karakoç. Ve edebiyatın ne kadar sevilebileceğini gösteren insan.
İlk kitabının ismi ‘Ahvalim’. Ahvalim yazarın kalbinden izler taşıyor.
Yaşadıklarını, karamsarlığını, aşkını, umudunu, umutsuzluğunu ve hayatı
göstermiş yazar bizlere kitabında. Bir şiiri sevmiş, çok sevmiş ve sevmeye
devam edecek çok belli. Okumayı seven her insanın ‘Ahvalim’i tatması gerekiyor.
Ve kitap ismiyle bile yazarın okumayı ne kadar sevdiğini ve ne kadar çok
okuduğunu gösteriyor. Bu dünyada
yapılabilecek en güzel iki işi seçmiş Oğulcan Karakoç: Okumak ve yazmak. ‘Kötü
biri olabilirdim fakat ben edebiyatı seçtim, okumayı seçtim.’ diyor Oğulcan
Karakoç. Bu hayat içinde ne kadar kötülük barındırırsa barındırsın iyiliğin ve
iyiyi seçenlerin bir yerlerde var olduğunu kanıtlıyor böylece.
Ve biz bugün genç yazarımızla bir röportaj da yaptık.
Düşüncelerini iyi okumanızı tavsiye ederim, böylece onu tanımaya bir de onun
dilinden başlamış olursunuz. Buyurun:
-Yazar olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Oğulcan K.: Yazar olmaya karar vermedim, hala daha kendimi
yazar olarak görmüyorum aslına bakarsan, yalnızca; susuyorum, görüyorum,
yaşıyorum ve yazıyorum.
-‘Yazar’ sıfatı taşımak sizce nasıl bir his?
Oğulcan K.: Pek umursadığım bir durum değil, bu duruma
sanırım biraz aylak yaşıyorum, yine de güzel olması kuvvetle muhtemel.
-İlk kitabınızı çıkarırken herhangi birinden eleştiri
veyahut ‘çıkarma’ gibi bir tepki aldığınız ya da çıkarmaktan vazgeçtiğiniz oldu
mu?
Oğulcan K.: Kitaptan önce de uzun süredir yazıyordum,
insanlar hazırlık içinde olduğumu biliyordu, genelde destek aldım, pek olumsuz
eleştiri ile karşılaşmadım.
-Edebiyat sizin için ne ifade ediyor?
Oğulcan K.: Edebiyat’dan ziyade, sanat ekseninde
değerlendiriyorum ben. Yani aslolan Sanat ve ben Edebiyat yolu ile bunu gerçekleştiriyorum,
bu benim için bir yaşam tarzı, bir ideal, hayatımı bunun üstüne kuruyorum.
-Sizce genç bir yazar olmak zor mu yoksa avantajları var mı?
Oğulcan K.: Yazar olmak, yazar olmaktır. Ötesi değil. Ancak
genç yazar olmak ‘yazmak’ bakımından çok büyük dejavantaja sahip, çünkü insan
yaşadığını yazar, çok yaşayan, çok yazar, iyi yazar, sağlam yazar.
-Kaç kitap çıkarmayı düşünüyorsunuz? İlerideki kariyeriniz
sadece yazarlık mı yoksa başka bir meslek de düşünüyor musunuz?
Oğulcan K.: Belirli bir rakam yok ancak yazabildiğim kadar
yazmak istiyorum. Türk Dili ve Edebiyatı konusuna yoğunlaşıp, akademisyenliği
yazarlık paralelinde yürütmeyi düşünüyorum.
-Kelimelerin dünyası nasıl sizce?
Oğulcan K.: Bi’ rüya ancak diğerlerinin aksine, sonu yok.
-Şu an yeni kitap projeniz var mı? Var ise biraz konudan
bahseder misiniz?
Oğulcan K.: Evet var. Etraflı bir roman yazmayı düşünüyorum,
epey detaylı. Ancak bundan önce 150-200 sayfalık bir roman yazıyorum, aşk ve
psikolojik tahliller üzerine epey çalışıyorum. Bu sene içerisinde biteceğini
umuyorum.
-Felsefeden hoşlanıyormuşsunuz. Felsefe hakkında ne
düşünüyorsunuz? Ve en benimsediğiniz filozof kim?
Oğulcan K.: Belirli bir filozof yok öyle özellikle ismini
söyleyebileceğim ancak Freud’un yazmak konusunda epey katkısı olmuştur bana,
isminin geçtiği şiirlerin etkisiyle. İdeolojik olarak ise Marx çok etkilendiğim
bir filozof. Günümüz filozoflarından ise tabii ki Slavoj Zizek, aynı zamanda en
beğendiğim filozoftur.
Ceren Öztürk