-SON ZİL-
Demir kapıyı araladığımda,pencereden sızan gün ışığı merdivenleri okşuyordu.Boş koridorlar;duvarlarına tüm sesleri,çığlıkları,kahkahaları hapsetmiş gibiydi.Dokunsalar parçalanıverecekti sanki.Usul adımlarla sınıfın kapısına yaklaştım.Kapıyı aralamamla eski bir pazartesi sabahı karşıladı beni.İçerisi bir tutam yalnızlık,biraz da hüzün kokuyordu.Bakınırken,gözüm cam kenarındaki arka sıraya ilişiverdi.Tahtası çürümüş,demirleri paslanmıştı görmeyeli.Acı acı bakıyordu bana...Yavaşça yanına yaklaştım.Bir şeyler mırıldanıyordu sanki.İlk dostlukları,ilk aşkları...Hatırası bile yabancı geliyordu.
Omuzlarımı duvara dayadım ve ağır ağır gözlerimi kapattım.Uğul uğul uğulduyordu sınıf.Kapının gıcırtısı,haykırışlar...Gözlerimi araladığımda ölüm sessizliği hakimdi.Çok yabancı geliyordu bu sessizlik.Hani nerede sevinç çığlıklarımız,nerede bitmek bilmeyen sohbetlerimiz?Hiç inanmamıştım biteceğine,hala da inanamıyorum.Ne zaman çıkış zili çalmıştı?Ben mi duyamadım?Ama öğrendim ki bu hikaye çoktan bitmiş.Yaprakları tebeşir tozu kokan hikaye...
HİLAL EKŞİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder