3 Ocak 2014 Cuma

Cuma akşamı için sana bir önerim var!


"The closer you look, the less you see"

Bu benim ilk yazım. Ve bu yazımda da ne tanıtsam diye düşünürken geçen gün tekrar izlediğim bir film aklıma düşüverdi. Now you see me. Türkçe adıyla Sihirbazlar Çetesi. 



Eğer aşktan daha çok bilim kurgu ve biraz da insanda merak uyandıran şeyler seviyorsanız bu film tam size göre.
Önce filmin kadrosuyla ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. 







Filmin asıl karakterlerini oluşturan Sihirbazlar Çetesi'nin şahsen en sevdiğim üyesi J. Daniel Atlas'ı The Social Network'ten tanıdığımız Jesse Eisenberg canlandırıyor. Kendisi kartlarla yaptığı numaralarla insanları hayrete düşürüyor. İnanın bana etkilenmemek elde değil!
















Filmin hipnozcusu olan Merrit McKinney'e ise Woody Harrelson hayat vermiş. Adından anlaşıldığı gibi olağan yerlerde insanları hipnoz ederek parasını kazanıyor. Umursamaz tavırları insanı gülümsetmiyor değil.





























Çetenin içindeki tek bayan üye olan Henley Reeves ise Isla Fisher tarafından canlanıyor. Kendisi eskiden Daniel Atlas'ın yardımcısı, fakat filmin başında kendi başına çok iyi numaralar yaptığı görülüyor. öyle iyi numaralar ki, ağzınız açık kalabilir.











Ve grubun en genci olan Jack Wilder ise Dave Franco sayesinde gözlerimizin önünde. Jack, insanları yeteneğiyle meşgul ederken kendine lazım olan parayı çalabiliyor.Popüler lafı ise "Nothing is ever locked."
Ve kesinlikle filme sizi şaşırtacak olayları yaşayan ta kendisi! 












Peki bu birbiriyle alakası olmayan 4 kişinin çete olmasını, orijinal adıyla söylersek The Four Horsemen sağlayan kişi kim? Bu sorunun cevabı film boyunca The Eye olarak söylense de, en sonunda kim olduğu öğreniyorsunuz, oldukça şaşırarak. 

Bu çete, bir gün birinin onlara tarot kartları vermesiyle harabe bir evde buluştuklarında birleşiyor. Bundan sonra ise asıl macera başlıyor! Hayatları bir anda sahne üzerinde geçmeye başlıyor. Ülke ve dünya çapında ise büyük sansasyon yaratıyorlar. Bunun sonucunda da polisler eksik olur mu? Tabi ki olmaz. Fakat bu The Eye'ın planları tıkırında devam etmesine hiç de engel olmuyor.

Devamını büyük bir istekle anlatmak istesem de, spoiler veren kötü çocuk olmak istemem.

Son olarak filmin en sevdiğim sahnesini gif olarak paylaşmak istiyorum sizinle,




Umarım siz de benim gibi bir kere izlemeye doyamaz, her seferinde filmi aynı zevkle istersiniz.


İyi seyirler ve iyi akşamlar :)


-küçücük bir öneri daha: Eğer bulabilirseniz 1080p versiyonunu izleyin. Kesinlikle size yaşıyormuş hissi veriyor.



BİLGE CEREN AY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder